Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Odyoloji Bölümü’nden Dr. Yeter Saçlı, işitme eşiği kavramını anlattı.
İşitme eşiği işitme testleriyle belirleniyor
İşitme eşiğinin, bir kişinin duyabildiği en düşük ses şiddetini ifade ettiğini dile getiren Dr. Yeter Saçlı, “Bu eşiklerin belirlenmesi, odyologlar tarafından uygulanan işitme testleriyle mümkündür. Bu amaçla odyoloji kliniklerinde, kişilerin özellikle yaşları ve zihinsel durumları dikkate alınarak, sessiz kabin içerisinde saf ses odyometrisi olarak bilinen işitme testleri uygulanır. Yapılan testler sonucunda işitme eşiklerinin normal olup olmadığı; varsa işitme kaybının tipi ve derecesi belirlenebilir. İşitme kaybı derecelerini belirlemek için farklı sınıflandırmalar olsa da genellikle 15 desibele kadar olan eşiklerin normal kabul edildiği söylenebilir.” dedi.
Normal sesler bile rahatsız edici olabilir
Ses hassasiyetlerine dikkat çeken Dr. Saçlı, şunları kaydetti:
“İşitme eşiklerinin normal olması, kişinin gürültülü ya da zorlayıcı dinleme koşullarında konuşmayı anlama problemi yaşamayacağını veya seslere karşı algısal hassasiyet göstermeyeceğini garanti etmez. Örneğin, çoğu insanın tolere edebildiği sesleri tolere edemeyen bireyler olabilir. Azalmış ses toleransı olarak da bilinen hiperakuzi, başkalarının normal olarak algıladığı seslerin rahatsız edici ve dayanılmaz derecede yüksek hissedilmesi sonucu ortaya çıkan fiziksel rahatsızlık veya ağrıyı tanımlar. Bu duruma sahip kişilerde işitme kaybı olmayabilir; ancak genellikle çınlama gibi işitsel semptomlar eşlik eder. Gürültüye maruziyet bu durumun başlıca nedeni olarak öne çıksa da travma gibi farklı etkenler de hiperakuziye yol açabilir.”
Çiğneme, şapırdatma veya solunumdan rahatsızlar…
Sesleri tolere etmekte zorlanan bir diğer hasta grubunun da misofoniye sahip olanlar olduğunu kaydeden Öğr. Gör. Dr. Yeter Saçlı, “Misofoni, belirli seslere (çiğneme, şapırdatma, solunum vb. vücut sesleri) karşı yoğun duygusal tepkilerin verilmesiyle karakterizedir. Bu duruma sahip bireylerde de genellikle işitme eşikleri normaldir. Misofoninin altında yatan nedenler genetik, psikolojik ya da nörolojik olabilir. Eğer kişi sesleri tolere etmekte zorlanıyorsa öncelikle bir kulak burun boğaz muayenesinden geçerek odyologa başvurmalıdır. Yapılan testler sonucunda odyolojik açıdan herhangi bir sorun tespit edilmezse, problemin çözümüne yönelik olarak psikiyatri, nöroloji gibi ilgili branşlara yönlendirme yapılabilir.” diye konuştu.
Profesyonel destek şart!
Seslere karşı aşırı hassasiyet gösteren bireylerin profesyonel destek alması gerektiğine işaret eden Dr. Yeter Saçlı, “Problemin altında yatan nedene bağlı olarak uygulanacak tedavi veya terapi yöntemleri farklılık gösterebilir. Ayrıca bu yöntemler kişiye özel olarak planlanır. Tedavinin yanı sıra, bireyin günlük yaşamını kolaylaştırmak amacıyla tetikleyici unsurlarını belirlemesi ve kendisine rahat, tutarlı bir ses alanı oluşturması tavsiye edilir.” şeklinde sözlerini tamamladı.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı